Frida'yı Ziyaret

Meksikalı ressam Carmen Frida Kahlo Calderon, 1907 yılında Coyoacon'da Wihem Kahlo ve Matilde Calderon Gonzales'in dört kızından üçüncüsü olarak dünyaya gelmiştir.

Foto: Enver Arcak
Kendine güvenin, ayakta durabilmenin sembollerinden olan Frida Kahlo'nun 143 resminden 55 tanesi otoportredir. Resimlerinin tarzı, "...hayal dünyamı değil, hep kendi gerçekliğimi resmettim" diyerek kabul etmediği sürrealizm kategorisinde değerlendirilmektedir. Sürrealistler içinde en çok otoportre çalışan ressamlardan biri olan Frida Kahlo'nun, vücut ve bilinç gerçekliğinin farkındalığını cinsel ve kültürel kimliğiyle harmanlamasından kaynaklanan bir büyüsü vardır.


Foto: Enver Arcak
Yaşamı boyunca peşini bırakmayan acıları resimlerinde çoğunlukla yer bulmuştur. Henüz beş yaşındayken takıldığı ağaç dallarından düşerek çocuk felciyle başlayan talihsizliğini; "Chapultec'teki düşüşümle, daha sonraları yaşadıklarım arasında ne tür bir bağ var bilemiyorum, ama kesin olan bir şey varsa , o da acının bedenime ilk kez o gün girmiş olduğudur" diyerek hatırlıyordu.
Foto: Enver Arcak


19 yaşında geçirdiği otobüs kazasıyla hayatının dinmeyen acıları başlamıştı. Defalarca geçirdiği ameliyatlar sebebiyle yaşadığı şiddetli ağrıların hislerini çizimlere dökerek, onları azaltmanın bir yöntemini bulmuştu sanki... Başta resimlerini göstermek üzere tanıştığı  daha sonraları evleneceği Diego Rivera ile yaşadığı ilişkisini; "Hayatımda iki büyük kaza geçirdim, birincisi otobüs, ikincisi Diego. İkincisi daha kötüydü." ve "Diego kimsenin kocası olamaz, ama o çok iyi bir yoldaştır." diyerek özetlemiştir.

Foto: Enver Arcak
"Gündüzlerin ve gecelerin celladı" adını verdiği, kendisini resmedebilmek için yatağının tavanında asılı duran aynayla karşılaştığımda, "...hayal dünyamı değil, hep kendi gerçekliğimi resmettim" sözünü daha fazla anladım. Ziyaret ettiğim 'Mavi Ev'in içaçıcı avlusuna sarkan erguvan dallarına bakarken kanatlanmış aşkına, acısına, umuduna, duygu yoğunluğuna  ve mücadelesine saygı duymamak elde değildi.
Foto: Enver Arcak
Bir çok ülkede sergi açmış Frida Kahlo'nun en büyük dileği kendi ülkesinde bir sergi açmaktı. Dileği bu dünyadan ayrılmadan bir süre önce gerçekleşmiş ancak yataktan kalkamadığı için doktorları tarafından serginin galasına gitmemesi söylenmiştir. Ne var ki, serginin gerçekleştiği Mexico City Modern Sanat Galerisi kapıları ziyaretçilere açıldıktan bir süre sonra ambulansla sedye üstünde getirilip, önceden getirilmiş olan karyolasına taşınmıştır. Geceyi karyolasından konuklarıyla şarkı söyleyip tekila içerek geçirmiştir  Frida Kahlo.

 
        Foto: Kına Arcak

"Hasta değilim. Sadece paramparçayım, yine de resim yapabildiğim sürece hayatta olmaktan memnunum" demiş ve çektiği acıları farkettirmekten kaçınmış, ama resmetmeyi tercih edip, hep gülümsemeyi bilmiştir. Bıraktığı son eser olan "Yaşasın Yaşam" isimli natürmonttaki sadelikle ayrıldı buralardan. Günlüğüne son olarak "umarım çıkış yolu eğlencelidir. Bir daha asla geri dönmek istemiyorum." yazısını bırakmıştır."


Foto: Enver Arcak

Mavi Ev'in avlusundaki oturakta taşın soğukluğunu değil, Frida'nın rengarenk yaratıcılığından etkilenmiş sımsıcak ruhunu hissettim. Evin odalarının her yanında bulunan kuklalardan, objelerden gelen, yaşama sevinci veren yansımalar aklımda kalıverdi.

Foto: Enver Arcak

Yorumlar

Nadire Özkaya dedi ki…
Çok güzel olmuş bu yazı ;binlerce teşekkür! Fotoğraflarınız da bir o kadar değerli ve hoş.

Sevgiyle,saygıyla ;)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Deney (2)

Yahudi Mahallesi

Ankara'nın Logosu