Sinan’a Saygı
Ankara’da
Mimar Sinan’a ait bir yapı olduğu pek bilinmese de, 1565-66 yıllarında inşa
edilip günümüze ulaşan Cenab-ı Ahmet Paşa Camisi şehirdeki tek Mimar Sinan
eseridir. Güvercinlerle dolu ağaçlı avlu içindeki tek kubbeli sade bir yapı
olan cami, Ulucanlar Caddesi üzerinde yer alıyor.
Özgün ismi eserin yapımını
sağlayan Kanuni’nin vezirlerinden Cenab-ı Ahmet’e atfedilmiş. 450 yıllık bu cami
günümüzde nedendir bilinmez “Yeni Cami” diye adlandırılmaya başlanmış. Ulucanlar’dan
gelen kornalı şehir gürültüsünü arkanızda bırakıp sakinlik veren avluya ulaştığınızda
cami ön cepheden sizi karşılıyor.
Ancak, onarım sebebiyle üç yıldır büyüleyici ahşap kapısından girilen iç kısım ziyarete ve ibadete kapalı. 16.yy’da iki yıllık sürede yapılmış bir yapının üç yıldır kapalı olmasının izini sürmeden önce; Türkiye, bürokrasi, organizasyon ve koordinasyon kelimelerini geçirdim aklımdan kabullenmemi değil, anlayabilmemi kolaylaştırsın diye...
Camiye
girebilmek için etrafta görevli ararken avlunun sağında yer alan, akmayan
çeşmelerin yakınında, kokudan girilemeyecek vaziyetteki tuvaletin önünde
bekçiyi bulabildim sadece. Bekçi, avlunun solundaki iki türbenin ziyarete açık,
anahtarların kendisinde, caminin kapalı, imamın da başka bir camide olduğunu
söyledi. Ziyaretimi takip eden günlerde edindiğim bilgilere göre, Eylül 2009
tarihli sözleşmeyle onarıma alınan yapı, Kasım 2011’de her şeyiyle tamamlanıp
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Diyanet İşleri Başkanlığı’na teslim
edilmiş.
Vakıflar Genel Müdürlüğü’ndeki yetkililerden yapının restorasyonun
tamamlanıp teslim edilmiş olmasına rağmen altı aydır neden kapalı olduğuyla ilgili
kendilerinin bilgisinin olmadığını, Altındağ Müftülüğü’nden konuyla ilgili
bilgi alabileceğimi öğrendim. Müftülükten ulaştığım yetkililerse Altındağ
Belediyesi tarafından yapılacak çevre düzenlemesi ve tuvaletlerin yenilenmesini
beklediklerini söylediler.
Mayıs
2012’de avlusundan ziyaret edebildiğim cami, anlaşılan, bir süre daha kapalı
kalacak, dahası çevre düzenlemesi sebebiyle avluya da bir zaman sonra
girilemeyip, ziyaret şaşalı bir açılışın ardına kalacak gibi görünüyor. Ne
zaman kurulduğu bilinmemekle birlikte, Ankara Mevlevihanesi de Cenabı Ahmet
Paşa Camisi’ni U şeklinde çeviren ahşap binalarla, 1929 yılında Jansen Planı
gereğince yıkılana kadar buradaymış. O dönemler cami semahane olarak da
kullanılmış. Ankara’daki tek Mimar Sinan eseri olan yarım asırlık, kare planlı,
sade ama karakteristik bu yapı, belediyenin öncelikleri arasına ne zaman girer
bilinmez.
Meraklısına Not: 1489
Kayseri doğumlu Mimar Sinan, 90 yıllık
yaşamının ardına 300’den fazla eser bıraktı. Bunlardan biri olan Cenab-ı Ahmet
Paşa Camisi’ni Sinan’a atfeden kaynakların; Tuhfetü'l Mi'mârin, Tezkiretü'l
Ebniye, Tezkiretül’l Bünyan olduğunu
belirteyim. Öte yandan, araştırmacılar, caminin ana girişinin bina aksından
kaçmış olmasını, Sinan’ın tasarımının tecrübesiz bir mimar tarafından
uygulanmış olmasına bağlamaktalar.
Fotoğraflar: Enver Arcak
Bu yazı Solfasol'ün Haziran 2012 sayısı için yazılmıştır.
www.gazetesolfasol.com
Yorumlar