Şehr-i Meksiko (bölüm üç)

Tepoztlan sonrası, Arturo'nun ailesinin yemek davetine tırmanışın verdiği bitkinlikle gittik. Hazırlanan sofrayı gördüğümüzde yorgunluğumuzu unutup, hoş sohbetli ziyafetin tadına vardık. Coyoacan, Garibaldi Meydanı, antropoloji müzesi, hayvanat bahçesi ve hediyelikçiler kalan günlerimizin ziyaret noktalarıydı.

           Foto: Enver Arcak    
Coyoacan, Amerikan Çakalı 'Coyote'lerin olduğu yer anlamına geliyormuş. Coyoteleri burada değil ama Meksiko hayvanat bahçesinde gördük, buradaysa cıvıl cıvıl kültürel ve sosyal aktivitelerle dolu, vakit geçirmesi çok keyifli bir semtle karşılaştık.

Foto: Enver Arcak 


Erguvanların renklendirdiği sokakları, meydanlara taşan kafeleri, bu hoş ortama fon müziği sokak çalgıcılarının verdiği keyifle, tüm günü bu semte ayırdık. 2000 metre üstü irtifada konuşlanmış, şehrin bunaltmayan güneşli havasının tadını çıkardığımız kafede, meksika biraları yanında tekilalar, çarpılmamıza fazlasıyla yetti.  

 Foto: Duygu Yaman

Yemek sonrası, Avakodo ezmesi içinde, çerez niyetine gelen çekirgelerle Kına'yı başbaşa bırakıp, meydana doğru yüzümü güneşe verdim. Bana eşlik eden Serhat'la, 'ne iyi ettik de geldik' diye diye şerefelendirdiğimiz sohbetle meydanın tadını çıkardık.



 Foto: Enver Arcak


Ressam Frida Kahlo'nun müzeye dönüştürülmüş 'Mavi Evi' bu semtte yer alıyor. Mavi Ev'in her yanında, Frida'nın yaratıcılığının sımsıcak ruhu dolaşmakta. Odaları dolduran kuklalar, objeler, tuvaller ve fırçalar, O'nun yaşama sevincinin yansımaları. Avludan dışarı taşan erguvan ve girişteki, Frida'yla yaşıt dişbudak ağacı evi süsleyen renklerden.

 Foto: Enver Arcak


"Hayatımda iki büyük kaza geçirdim, birincisi otobüs, ikincisi Diego (Rivera). İkincisi daha kötüydü" diyen Frida'nın ilk kazası, Pesero denen mini otobüste başına gelmiş. İstiklâl Caddesi'nin tramvayı gibi Peserolar da Coyoacan'ın yollarında insanları taşımaya devam etmekte. Frida Kahlo'yla ilgili daha fazlasını Frida'yı Ziyaret yazımda okuyabilirsiniz.
                           
Foto: Enver Arcak

Bal tadında geçen günlerin heyecanıyla kesilen ayaklarımız, Coyoacan'da taksicinin para üstüne karşılık tedavülde olmayan parayı vererek dolandırması ve evde yaşadığımız kısa ama silkeleyici depremle tekrardan yere bastı. Bunlar gezgin ruhun hazırlıklı olması gereken sürprizlerdir. Deprem her yerde başınıza gelmez ama taksici kazıkları dünyanın her yerinde yaygındır. Meksika'da resmi olmayan taksi oldukça fazlaymış. Özellikle vosvos taksilerin tehlikeli olabileceği konusunda uyarılmıştık. Bir çok yerde taksi şöförleri kaçırılır, buradaysa yolcuların kaçırılma durumları oluyormuş.


 
Taksicinin verdiği tedavülden kalkan peso...

Foto: Enver Arcak
 
Garibaldi Meydanı, Meksika'nın geleneksel şarkıcıları Mariachilerle dolu bir alan. İster burada, ister evinizde ücret ödeyerek onları dinleyebiliyorsunuz. Sloganı 'donde la tradicion se vive' yani, yaşayan  gelenek olan, 1925'de kurulmuş Salon Tenampa isimli Mariachi barı bu meydanda seçtiğimiz mekân oldu.

 Foto: Enver Arcak


Foto:  Jose Garcia

 
 Foto: Enver Arcak

Şehirdeki bir diğer gezinti noktamız Chapultepec'in anlamı, çekirgelerin yeri demekmiş. Geniş alana yayılmış Chapultepec Parkı'ndaki asıl gideceğimiz nokta, tepenin üstündeki kaleydi. Ziyaret saatini kaçırdığımızı öğrenince, park içinde bulunan hayvanat bahçesini gezmeye karar verdik. 200'den fazla tür, 2000'den fazla ikâmetçisi olan hayvanat bahçesi daha önce gördüklerime göre iyi koşullardaydı. 

 
Foto: Enver Arcak

 
Foto: Enver Arcak 
 
 Foto: Enver Arcak

Chapultepec Parkı sınırları içinde bulunan Antropoloji Müzesi, dünyanın en zengin Mezo-Amerikan  eserleri koleksiyonuna sahip. Olmecler, Mayalar ve Aztekler'den kalan kültürel mirasın sergilendiği bu müze, 1964'de ziyarete açılmış. Müzede; İran, Yunanistan, Çin, Mısır ve İspanya'dan gelmiş eserler de bulunuyor.

Foto: Enver Arcak

Foto: Kına Arcak

Meksikalılar da bizim çoğunluğumuz gibi futbol düşkünü. 1986'da burada düzenlenen futbol şampiyonasında, 'Hugol' lâkaplı Hugo Sanchez'in ismi dünya çapında duyulmuştu. Ancak, asıl buradan çıkan şöhret 'Meksika Dalgası' denen, sırayla seyircilerin ayağa kalkıp kollarını havaya kaldırmasıyla oluşan estetik görüntüdür. Yıllarca modası geçmeyen dünya çapında yayılan bu hareket Meksikalılar'ın yaratıcı, estetik tarzlarına bir örnektir. 

Foto: Enver Arcak

Foto: Enver Arcak

Meksika sınırları geniş, güneşin eksik olmadığı bir ülke. Dünyanın en büyük metropollerinden biri olan Şehr-i Meksiko başlıbaşına devasa bir yer. Onca yer görmemize rağmen, şehirde keyifle gezilecek daha çokcası vardı. Hayatın tadını çıkarmasını bilen, rahat ruhlu insanlarıyla, doğası ve kendine has kültürel motifleriyle bambaşka tadlar barındıran bir ülke Meksika.  Son olarak, VIVA MEXICO! demek kalıyor.

 
 Foto: Serhat Yalçınkaya

Foto: Enver Arcak

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Deney (2)

Ankara'nın Logosu

Yahudi Mahallesi