Yucatan

Meksika'nın güney batısındaki Yucatan yarımadasındaki Cancun, 70'lerde insanların tatille ilgili beklentilerini dikkate alarak bilgisayar tarafından belirlenmiş bir turizm bölgesi. Turistik bölge ilan edilmesiyle birlikte inşa edilen bol yıldızlı otelleriyle kısa zaman içinde -özellikle ABD'li- turistlerin gözdesi olmuş. Kışın gelmediği, tropik iklime sahip beyaz kumlu cıvıl cıvıl bir yer burası.

 Foto: Enver Arcak

Amerikalı öğrencilerin bahar tatili, 'spring break'e denk gelen zamanda burada bulunuyor olmamızdan dolayı, sabahtan içmeye başlayıp öğle vakti olmadan yarı çıplak halde kıpkırmızı suratlarla dolaşan, nedensizce bağrışan Amerikan gençliğiyle doluydu sokaklar. Barları, sahilleri doldurmuş kendinden geçmiş bu gürûhtan uzakta bulduğumuz, yeşillikler içinde, bilumum hayvanın ortalıkta dolaştığı El Rey de Caribe Oteli'ni konaklama mekânı olarak seçtik.

  Playa del Carmen'de spring börekçiler (Foto: Enver Arcak)

Uçaktan görünen okyanusun ve sahillerin rengi, ton farkıyla kendini gösteren ada olma hevesindeki topuklar, doğa harikası bir yere geldiğimizin ipuçlarını vermişti. Havaalanına indiğimizde ilk olarak kiralık araba bulmaya yöneldik. Türkiye'deki fiyatların dörtte birine kiralanabilen birbirinden lüks arabalardan bir jipi seçip, otelin yolunu tuttuk. 

 Foto: Serhat Yalçınkaya

Otelin aurası, yüksek tavanlı ve ahşap tabanlı odaları harika,  tüketim az olsun diye aksam mı akmasam mı kararsızlığındaki sifon ve duş suyu tek sıkıntı. Çıkış noktası güzel ama gönderilmesi gerekeni tazyik azlığından bir kaç seferde yollamaya çalışınca tüketim aslında artmış oluyor! Otelin sahibiyle yaptığımız sohbetten öğreniyoruz ki, bir kaç yıl önce O da Kapadokya'da turistmiş.

El Rey de Caribe Oteli (Foto: Enver Arcak)
Cancun'un beş yıldızlı otellerle dolu merkezinde attığımız bir tur, burada çok vakit harcamadan bir an önce listemizin üst sırasındaki yerlere gitmemiz gerektiğini düşündürdü. Merkezi kendimize göre bulmasak da akşam yemeği için zorunlu rotamız orası. Bulduğumuz balık restoranında 'ne iyi ettik de geldik' kutlaması yaptık. Türkiye'de neslinin tehlikede olması dolayısıyla yemediğim Orfoz'un Karayip versiyonunda hafif bir tropikal tad olsa da, destek kuvvet tapaslarla lezzetli ve keyifli geçen bir akşam yemeğiydi. 


 Karayip orfozlu akşam yemeği (Foto: Speedy Gonzales)


Buranın değişmezi olan iç ısıtan güneşi altında yapılan kahvaltının tadı, otelin huzur veren bahçesiyle daha bir güzelleşmişti. Cozumel'e gitmek için otelden çıktığımda siren sesleriyle irkildim. Kaçmakta olan bir otomobili kovalayan polis kamyonetleri önümüzden hızla geçtiler. Meksika'nın filmsel imajı gözlerimizin önünde gerçeğe dönüşmüştü!

Foto: Serhat Yalçınkaya

Cozumel'e, Playa del Carmen'den kalkan feribotlarla gidiliyor. Carmen plajı sokaklarında  rengarenk meyvelerden satın alıp, mağazalarda attığımız turdan sonra, 'Cozumel'e gidip de dalış yapılmaz mı!' fikriyle dalış merkezlerine uğrayıp en güvenilir bulduğumuz bir tanesine yazıldık. Yakamıza yapıştırılan turuncu etiketler indiğimizde tanınmamızı sağlayacakmış. Cozumel Adası iskelesinde bekleyen tekneyle önce dalışa, adayı gezmeyi ise sonrasına bıraktık. Hizmet ve kalite vasat seviyedeki teknede, rehberin aceleci ve militarist tavırları neşemizin yerine gelmesini sağladı. Renk cümbüşü bu yerde iki kez dalmanın keyfini, ada gezintisiyle artırıp dönüşe geçtik.
Foto: Serhat Yalçınkaya


Günübirlik Cozumel gezisini takip eden güne Chichen Itza ve Tulum'u koymuştuk. Maya medeniyeti yerleşimi Chichen Itza piramit tapınağıyla ünlü.  Kukulkan piramiti öyle bir yerleştirilmiş ki, ekinoksların gerçekleştiği an, gelen güneş ışıkları piramitin çıkıntıları sayesinde, merdiven basamaklarının dibinde bulunan iki yılan başı yontusunun S’ler çizen bir gövde uzantısı oluşacak şekilde bir gölge oluşturmaktaymış. Bu yılan, Kukulkan adıyla bilinen ilah tüylü yılanı simgelemekte. Piramiti inandıkları yeraltı alemi katları sayısı olan dokuz farklı düzey halinde düzenlemişler. Biz çıkamamış olsak da piramitin tepesinden bakıldığında kentteki tüm yapılar görülebilmekteymiş.

Foto: Serhat Yalçınkaya

Chichen Itza'da Mayalar'a has bir oyun sahasında yapılan maçı kaybedenlerin kurban edildiğini öğreniyorum. Oyun duvara inşa edilmiş yuvarlak delikten topun geçirilerek sayı yapma amacını taşıyormuş. Basketbola benzeyen bu oyun sahası ve şehrin diğer kalıntılarında harcadığımız zaman sonraki ziyaret noktamız Tulum'a az vakit kalmasına sebep oldu.

Soldaki duvarda görülen delikten geçirilen topla sayı yapılan oyun sahası (Foto: Enver Arcak) 

Tulum'daki piramidi ziyaret saati bitmeden görmek, bir yandan akşam uçağına yetişmek telaşıyla apar topar yola koyulduk. Tulum sahiline geldiğimizde buraya az vakit ayırmış olmanın pişmanlığını yaşadık. Sahildeki palmiyeler ve turkuaz sularda vücudumuzda kalan negatifler uçtu gitti. Bu muhteşem sahilde çok kısa zaman kalabilmiş olmanın burukluğu olsa da son ana kadar tadını çıkarmaya çalıştık. Yucatan'daki son durağımız Tulum'dan tekrar Meksiko'ya dönmek üzere havaalanına doğru tam gaz yol aldık.

Foto: Enver Arcak







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Deney (2)

Yahudi Mahallesi

Ankara'nın Logosu