Yezd (İran 3)

Nefsi Cihan İsfahan’dan güneydoğuya, Zerdüştlük’ün doğduğu yere Yezd'e geçiyorum. Yezd büyülü bir çöl şehri, kerpiç evlerle dolu bu şehrin sokakları da kerpiç kemerlerle kaplı. Eski bir kervansaraydan devşirme İpek Yolu Oteli, mistik ortamıyla doğu tadında 'hoşgeldin otur dinlen bir çay söyle' diyor.

 Foto: Enver Arcak

İpek Yolu Oteli'nin avlusu, çölde geçirilmiş uzun bir deve yolculuğunun ardından buraya ulaşılmış havası veriyor. Çöl ikliminin sabah serinliğinde kızarmış burnumda soba kokusu, bir sıcak çay yudumlayıp başlıyorum Yezd gezi planımı oluşturmaya. İlk olarak Zerdüştlerin kutsal ateşine gitmek niyetindeyim.

 Foto: Enver Arcak

Foto: Enver Arcak

İpek Yolu'nun huzuruna kapılıp programa öğlen başlayınca Ateş Tapınağı sonraki güne kalıyor. Günü Sessizlik Kuleleri'nde geçirmeye karar veriyorum. İran'daki ilk şehiriçi otobüs yolculuğum için Ateş Tapınağı'nın karşısındaki durakta beklemeye koyulduğumda, sabahın aksine içimi ısıtan güneşli bir havaya dönüştü Yezd. Yol arkadaşım Hollandalı, kadın olduğu için otobüse arka kapıdan binmesi konusunda uyarılınca, yolculuğu ayrı bölümlerde geçiriyoruz. Tahran metrosunda olmayan bu uygulama otobüslerde varmış...

Foto: Enver Arcak

Sessizlik Kuleleri Zerdüştler'in ölülerini bıraktıkları tepelere kurulmuş silindir şekilli yapılar. Ölen kişiler bu kulelerin içine doğadaki hayvanlara bırakılıyormuş ta ki 1960'lara kadar. Hindistan'da devam etmekteymiş bu uygulama. Burada son istirahâtine yatmış Zerdüştler, kulerin aşağısında kendilerine ayrılan mezarlıkta yatıyorlar.


Foto: Enver Arcak

Çöl üstünde kurulmuş kulelerden birine azimli bir yürüyüş ve hafif tırmanışlarla ulaşabildim. Kulenin içinde bulunan çukura atılmış pet şişe ve torbaları kaldırdıktan sonra, çölün kızıllığıyla dönen bulutların büyüleyici renk tonlarına dalıp gittim. Ardından, muhteşem manzarayı değişik açılardan görmek üzere, bir diğer kuleye yönlendim. 

 Foto: Enver Arcak

 Foto: Enver Arcak

Güneşin batışıyla kararmaya başlayan çarpıcı gökyüzünün altında ışıldayan şehri izleyerek dönüşe geçtim. Akşam otelde belgesel gösterimi var, öncesindeyse hayatımın ilk deve eti yemeği. 

 Foto: Enver Arcak

Belgeselde gördüğüm Karanak'ı esnek programıma katıyorum. Karanak'ta bulunan İpek Yolu Oteli'nin misafir evi, köyün diğer yapıları gibi kerpiçten yapılmış. Odalar, mutfak, avlu kirlenmemiş bir köyün huzurunu hissettiren  tadda. İpek Yolu'nun Hollandalı ortağı Sebastian, buradaki misafir evini köyün restorasyonunda çalışan gönüllüler ve dünyanın bilinmeyen bir yerinde olmak isteyen turistler için tahsis etmiş. Sebastian, köyde sürdürülmekte olan restorasyon çalışmalarının öncülerinden.



Foto: Enver Arcak



Karanak'tan göç sebebiyle ayrılan bir çok kişinin terkedilmiş evlerinde, yaşanmışlıklardan kalan eşyalar halen duruyor. Boş bir evde eskiden kalma eşyalar değişik hisler verir ve hatrımda kalır, sebebinden bağımsız bu görüntü hüznün ağır bastığı bir resimdir bende. Yezd'de tanıştığım, sonrasında beraber yolculuk edeceğim Vincent'la bu hüzünden ayrılıp bisikletlerimizle köyün etrafını turlamaya karar veriyoruz. Uzakta görünen taş su kemerine ulaşmak üzere tarlaların arasından pedal basıyoruz, yaptığım en harika bisiklet yolculuklarından biri bu. Köyün uzaktan kumdan kale görünümü, yukarıda bunaltmadan ışıl ışıl içimizi ısıtan güneşle harika bir gün sunuyor Karanak. 

 Foto: Enver Arcak

Foto: Enver Arcak

Bisiklet gezimizi havanın kararmasına yakın tamamlayıp misafir evindeki akşam yemeğine katıldık. Yemek sonrası Vincent'ın müzikleri eşliğinde yaptığımız sohbetin yanında İran biraları var. Ortak kullanımda olan salonun duvarları misafirlerin bıraktıkları izlerle dolu. Biz de alıyoruz kalemleri elimize, başlıyoruz fayanslara yazmaya, çizmeye.

  Foto: Enver Arcak
 
Foto: Vincent Hakyemez

Foto: Vincent Hakyemez

 Foto: Enver Arcak

 Foto: Enver Arcak

Her ne kadar programımı esnetebiliyorsam olsam da görmeyi planladığım diğer yerlere vakit ayırmam gerek. Bir buçuk günün ardından Karanak'ın tadı damağımda kalarak Yezd'e döndüm. Sırada Zerdüşler'in ateş tapınağı var.

 Foto: Enver Arcak

Yezd'de yaklaşık yirmibin Zerdüşt yaşıyor. Zerdüştlük'ün sembolü kuş adam figürünün yanında yazılı sözler, inancın özetini yapıyor; 'iyi düşünceler, iyi sözler, iyi eylemler'. Ateş onlar için özel ve toprak gibi, günahla kirletilmemesi gereken bir değer. Ateşkadeh Tapınağı'nda binbir küsür yıldır yanan ateş, bu özenle sadece, kayısı badem çekirdeği gibi doğanın 'temiz' metalarından beslenmekte. 

 Foto: Enver Arcak

 Foto: Enver Arcak

 Foto: Enver Arcak
Yezd, Zerdüştlük'ün önemli bir bölgesi olduğu kadar Şiiler için de özel ve hüzünlü bir değer. Muharrem ayının onuncu günü Emir Çakmak Kompleksi önündeki meydanda Kerbela için yapılan törenler acının hatırlanmasına vesile oluyor. Burada bulunan ahşaptan yaprak biçimindeki maket Hz. Hüseyin'in tabutunun simgesi. Yaprak şeklindeki simge, Kerbela anma törenlerinde üzeri siyah perdelerle örtülerek meydanda dolaştırılıyormuş.

 Foto: Enver Arcak


Emir Çakmak Camii'nin minaresini dar koridorlarından döne döne tırmandıktan sonra şehrin manzarasını izliyorum. Minareden şehrin her yerini görmek mümkün. Hemen önümüzde yer alan meydana vuran ışık gölge, güzel fotoğraf yakalama fırsatı diye düşünürken, beni çok tatmin eden bir kare ortaya çıkıyor. Tanımadığım, tanışamayacağım, tanışsam da onlar olduğunu bilemeyeceğim, fotoğrafın kompozisyonunu sağlayan bu kişilere teşekkür ederim!
Foto: Enver Arcak

Minareden çıkmak için kapıya yöneldiğimizde bir sürprizle karşılaşıyoruz; kapı kilitli! Bir kaç tıklamaya ses alamayınca tekrar yukarı çıkıp derdimizi anlatmaya çalışıyoruz aşağıdakilere. Görevli tuvalete gitmiş bize de manzaranın tadına devam etmek düşmüş...

Foto: Enver Arcak

İpek Yolu Oteli'nde vakit geçirmek kadar, Yezd'in sokaklarını arşınlamak da keyif dolu. İranlı kızların Vincent'la konuşmasına kızan ve etrafına da bunu tahrikkâr biçimde duyurmaya çalışan yeni yetme, taraftar bulamayınca içim rahatlıyor. İran dışarıdan göründüğü gibi değil, önyargılar üstüne kurulu yorumlara dikkat edip, buraları görmeden yorum yapmamalı, 'bildikleriniz' yanlış çıkabilir.

Foto: Enver Arcak

Foto: Enver Arcak

Foto: Enver Arcak




Yorumlar

Ziya Cemre Kutluay dedi ki…
all we need is love...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Deney (2)

Ankara'nın Logosu

Yahudi Mahallesi