Şehr-i Meksiko (bölüm iki)
Yucatan yarımadasında geçirdiğimiz günlerin ardından tekrar Meksiko'ya, Louisiana 170 numaradaki Nesil'in evine döndük. Bu dev şehirde görülecek çok yer var, öncelikler belirleyip planlama yaparak, takip eden günlerin programını belirlemeye koyulduk. Ziyaret listemiz birbirinden heyecan verici yerle doluydu.
Foto: Serhat Yalçınkaya
Ziyaret ettiğimiz yerlerden Teotihuacan, şehir merkezinin 40 km kuzeydoğusunda UNESCO'nun dünya kültür mirası listesine alınmış ülkenin en önemli arkeolojik alanlarından biri. Efsanelere göre, insan kılığına girip insanlara uygarlığı öğretmiş bir ilah olan, tüylü yılan tasvirlerinin en eski örneklerine burada rastlanmış. Güneş ve ay piramitlerinin ön plana çıktığı 'ölüler yolu'nun her iki yanına kurulmuş farklı boylarda piramitlerle dolu bir yerleşim burası.
Teotihucan'ın havadan görünümü; önde güneş, arkada görülen ay piramidi (Foto: Robert Cameron)
Teotihucan'daki piramitlerin üstüne çıkılabiliyor. Metrelerce uzayan kuyrukta bekleyip, güneş piramidine azimle tırmandık. Bu tırmanışın zahmetine değer bir manzara karşımızdaydı. Güneş piramidinin tepesinde bulunan noktaya parmağını koyup dilekte bulunan insanları taklit ettikten sonra, yüzümüzü güneşe verdik.
Meksiko şehir merkezinin 28 km güneyindeki Xocohilmilco, ülkenin renkli havasının güzel bir betimlemesi. Kanal boyunca geziler düzenleyen rengârenk boyanmış teknelerlen birini kiralayıp su üstünde süzülerek, benzersiz bir romantizm yaşadık. Gezi teknelerinin yanı sıra kanal boyunca kendine has kıyafetleriyle dolaşan mariachiler istek şarkısı almak üzere teknemize yanaştılar. 'Bessa me mucho' tadında şarkılar ortamdaki romantizmin katlanarak artmasını sebep oldu.
Foto: Enver Arcak
Foto: Enver Arcak
Foto: Robert Cameron
Foto: Serhat Yalçınkaya
Foto: Enver Arcak
Kanalda yaptığımız yolculuğun dönüşünde kürek olarak kullanılan uzun sopayı alıp tekneyi sürmeye karar verdim. Göründüğünden zor bir iş olduğunu deneyince anlayabildim. Suyun tabanından alınan kuvvetle itip, bir de tekneye yön verebilmek tecrübe istiyormuş! Bir kaç denemenin ardından başka teknelerle çarpışmamak için kenara geçtim.
Foto: Kına Arcak
Foto: Kına Arcak
Gezinti yaptığımız renk cümbüşü içindeki bu teknelere trajineras deniyor. Trajinerasların renklendirdiği Xocohilmilco da Teotihucan gibi UNESCO kültür mirası listesine alınmış bir değer. Meksiko şehrine gelen turistlerin önde gelen ziyaret yerlerinden biri. Yolu Meksiko'ya düşenlere görmelerini tavsiye ederim.
Foto: Enver Arcak
Tepoztlan bir diğer ziyaret noktamızdı. Arturo ve Nesil'in önerisi kasabanın yanı başındaki Tepozteco Dağı'na tırmanmamız yönündeydi. Öneriyi dinledik ama kısa ve kolay bir tırmanış değilmiş ki! Zaten her ikisinin de; 'biz daha önce tırmandık, biz aşağıda bekleyelim' demelerinden anlamalıydık bu tırmanışın kolay olmayacağını. Saatler süren yorucu dik eğimli patikada onlarca mola verip en tepeye ulaştığımızda karşımıza mini bir piramit çıktı. Bu yer söylentiye göre uzaylıların favori ziyaret noktasıymış. Piramitin olduğu yerden kasabanın manzarasını izleyip limonlu gazozlarımızı içtik kana kana. Tırmanış boyunca değişik desen ve renkte böceklerle karşılaştık, görüntüleyebildiklerim aşağıda.
Tepoztlan'dan Tepozteco Dağı'nın görünümü. (Foto: Enver Arcak)
Saatler süren yorucu tırmanışın ödülü limonlu gazozlar oldu. (Foto: Serhat Yalçınkaya)
Foto: Enver Arcak
Foto: Enver Arcak
Tepoztlan duvarları canlı renklere boyanmış restoranları, kafeleri, hediyelikçileri ve açık hava pazarıyla aslında zaman ayrılması gereken bir yermiş. Çılgın keçiler gibi tepeye tırmanmaktansa kasabada uzun uzun vakit geçirseymişiz diye diye hayıflandık. Arturo'nun ailesi tarafından yemeğe davet edildiğimizden kısa sürmesi gereken kasaba turumuzu tamamlayıp Meksiko'ya döndük.
Foto: Enver Arcak
Foto: Enver Arcak
Foto: Enver Arcak
Yorumlar